Elinde telefon şaşkın kalakaldı bir süre. Bazen zaman donar ya işte öyle. Önce, içinde iyice kirlenen nefesi verdi, sonra kapadı telefonu. Yalanın kibar ifadesiydi ya bahane, biraz önce kibar kibar aldatılmıştı, üstelik soru soramadan, yalan söylüyorsun diyemeden.
Bunu ben yaptım, buraya ben getirdim, artık sorgulayamam bakışı attı aynadaki yansımasına. Acıdı aynaya…
Bu kadar büyütmeye gerek yok, uyku tedavisi gerekli. Bir uyku hapının halledemeyeceği sorun yoktur!
Gördüğü rüyaları hatırlayamayacak kadar çok uyudu. İlk iş, uyanır uyanmaz, eline telefonunu aldı. Saat 12 olmuş ve de 2 mesaj gelmiş. Biri posta olarak gelse açılmayacak türden bir bilgi, diğeri de uyanmasını anlamlı kıldı.
Hemen bir kahve yaptı kendine, sade, şekersiz. Üzerine banyo sıcak, kısa. Dişler, saçlar, giyinmeler, soyunmalar, denemeler, son karar geldi nihayet. Hafif bir makyaj… Şehir onu karşılamaya hazırdı zaten hep. Evinin kapağını kapadı, kilitledi, üzerine de taksi kapısı kapandı. Her şey güvencede…
Geçen ay en iyisi yeni birisi demişti arkadaşı ve üzerinden bir hafta geçmeden yeni kendini tanıtmıştı, hoş tarzıyla. İşte şimdi “Yeni”ye gidiyordu. “Eski”, uzun uyku hapsine çarptırılmıştı. Ağır bir cezadır bu, uyanmaya sebep ister.
Takside Karadeniz havaları dinledi, içi güldü. Taksiciye parayı verdi, indi ve karşısında gördüğü, tekrar eve dönüp daha özenli hazırlanmayı istetti. Çok hoş koplimanlarla geldi iki yanağına öpücükler. Daha fazlasını yapmak istedi. Hep böyle olurdu iyiyi üçle çarpmaya çalışırken yarıda kalırdı. Bu sefer aldım verdim adımlarıyla git!..
Salondan girerken üç kişi onlara doğru hareketlendi, tokalaşmalar, ağızdan otomatik dökülen kelimeler, yerlerine oturdular.
Bir mesaj o sırada çantasını titretti. Beklediği mesajı istemediği bir zamanda alıyordu. Tuvalete gitti çantası omzunda. Okudu. Cevap olarak, annemle alışverişe çıkmam gerekti, pardon yazdı. Yavaşça telefonunu çantasına koydu, masaya döndü, yeninin yanında, gülümsedi.
Yalanın kibar ifadesi bahaneydi ve onun bahanesi şu an yanında samimi samimi gülümsüyordu. Masada otururlarken çantası iki kere daha titredi ve son nefesini verdi. Yeni elini tuttu. Güzel sesi var, söylediği her şey yakışıyor. Hoş sohbet akşamı getirdi. Yeniyi evine davet etti. Aldım verdim adımı kararını çoktan unuttu. İlk ev sohbetlerini çok severdi, müzikli. Yeni öptü, Yeni sevdi. Kısa uyudu. Bu kısa sürecek zamanların çoğunda uyanık olmalıydı. Yeni bahaneler gelmeden doya doya yaşamalı.
…
Hayatın bilindik kısımlarındandır yukarıdaki. Sizin de vardır… Bitişler başlangıçlar ring seferindeyiz hep. Buna rağmen büyüleri severiz masallardaki gibi. Çünkü o büyüler bize getirir, geçici prens ya da prensesimizi.
Umarım hep kısa uykular uyur, bahaneler duymadan gerçek masallar yaşarsınız, ya da bahaneli-bahanesiz yalanlar söyleyerek karşınızdakini oyalamazsınız.
Gökten 3 elma düşmüş… Başlarınızı koruyun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder