13 Ocak 2009 Salı

YOL ŞİİRLERİ - serp

Yol yaşar,
Gittikçe, döndükçe,
Sevindikçe, üzüldükçe
Bekledikçe...
Aklın takılıp
Arkana baktıkça
Seni yüreklendirir
Bıraktığını sildikçe yaşar.

serp


Söz uçar
Kışı kalır
Bir a’yaz...
Olumsuzluk ön eki
A!
Hazırlanamazsın kalırsın
Arafta...

KATRAN KIRMIZI

AYNANDA YATSAM
BUZ GİBİ
SAYDAM
SADECE BAKAN AYNANDA;
ACIR CANIM
BİR ANDA,
SIRTIM
KATRAN KIRMIZI.
NE ZAMAN BAKSAN AYNANA
HAYRAN HAYRAN
UZUN BİR AŞKI ARAR GİBİ,
KENDİ İÇİNİ GÖRÜR GİBİ
DERİN, DİKKATLİ,
KORKARIM,
SANIRIM SEZDİN BENİ
YÜZÜM
KATRAN KIRMIZI...

SAZ KIRMIZI

SIR OLDU
GECEYLE YATTI
FISILTILARI SAZLIKLARDA...
ŞAHANE SÖZLERİ
YIRTIK GIRTLAKTAN DÖKÜLDÜ
SORGULANMAZDI SAMİMİYETİ
ÜRPERTİNİN;
TELİNE DOKUNUNCA
BİRDEN
SAZLIKLAR SÖYLEDİ
SAZ KIRMIZI...

NAR KIRMIZI

Ben aradım
Nar ağacında
Asılı duranı
Birinin içinde bir taneydin
Hepsini yere indirdim
Yardım, yırttım
Talan ettim
Nar kırmızı oldu her yanım
Kırmızıya ağladım.

Bir taneydin
Bana ait
Bulmam lazımdı
Ağaç belliydi
Hırpaladım
Yordum
Vermedi aradığımı.

Hepsini yardım, yırttım
Narlardan birinin içinde
Bir taneydin
Ulaşamadım.
Nar kırmızılara
Akanlara
Yok yere gidenlere
Baktım.
Bir taneydi
Bulamadım;
Nar Kırmızı...
( böbreğime)

BUZ KIRMIZI

BUZ KESTİ
BUZ KIRMIZI.
SICAK SICAK
ÜFLEYEREK
SİNDİREREK ACISINI
GÖKYÜZÜNDEKİ BULUTLARLA
AĞIR AĞIR DEĞİŞEREK
AKTI
GİTTİ
RENGİ KALDI
GERİYE
BUZ KIRMIZI

DERİN KIRMIZI

SIRTIMI KESTİĞİ YERDEN
KATRAN
SÖZÜN BAŞLADIĞI YERDEN
SAZ
YAŞIN AKTIĞI YERDEN
NAR
BULUTUN GİTTİĞİ YERDEN
BUZ
VE YAZDIĞIM YERDEN
DERİN KIRMIZI...

BAŞLADIĞI YERDEN DE, YOL KIRMIZI

KIRMIZI AŞKINDIR
KİLOMETRE TAŞLARDA
KEDİ GÖZLERDE
TABELALARDA
DİNLENME TESİSLERİNDE

KIRMIZI SARSINTINDIR
RAY ÜZERİNDE
MAKASTAKİ ATIŞTA
TEMPOLU SESTE;
DER HER SEFERİNDE
DÖNME GERİYE

KIRMIZI BEKLEMENDİR
DİJİTAL ERTELEMEDE
İZİ ÇIKAR KOLTUĞUN BEDENE
O İZ ÇIKMAZ GERİYE
ANONS ANONS ÜSTÜNE
GİTMEK GELMEZ
ÇÖKER ÜSTÜNE


KIRMIZI MAVİNDİR
YARISI YAŞTA
BATA ÇIKA
DALGASINI SAVURA
KAPALI SALONDA
SİGARA- ÇAY
İÇMESEN DE
İSTER CANIN O ANDA

KIRMIZI YOLUNDUR
AKAR DAMARDA
TÜM BASINCIYLA,
UZAKLAŞTIKÇA
YAKLAŞTIN ,
YAKLAŞTIKÇA
UZAKLAŞTIN,
DERİN BULMACA!
YOL KIRMIZI
KIRMIZI UĞULTUSUYLA
KIRMIZI DOLAR
KIRMIZI BOŞALIR
KIRMIZI BAKAR

YAKLAŞTIKÇA UZAKLAŞTIN.
UZAKLAŞTIKÇA YAKLAŞTIN.

SARSAR
GÜÇLÜ HAFIZASIYLA
BAĞLAR KENDİNE
EL AYAK
KOL BACAK
DÜŞER YOLA,
YOL KIRMIZI.
ÖZÜR DİLER
HER ÖZÜRÜN DİLENCİSİ GİBİ
HER DİLENCİNİN ÖZÜRÜ GİBİ
EL AYAK
KOL BACAK
DÜŞER YOLA
YOL DİLENCİ
YOL KIRMIZI.

AYRILIĞIN GÖZÜ

Ayrıl şehirden
Gözün ışıklarında kalsın
Dolaştığın sokakları seçmeye çalış
Dolaşamadıkların için,
İçin yansın.
Gündüzü mü, de,
Gecesi mi?
Zannedersin ki
Şehri böyle böler, azaltırsın.

Kirpiklerinin telaşında
Geç kalmış yolun
Al basmış yanlarına
Hızlı akıyor
Yabancılara…

Tamam,
Omuzlarını yeni şehrine yasla,
Büyülü şarabını yudumla,
Dualarını fısılda.
Ama bak, bil bunu,
Ayrılığın gözü ayrılıkta,
Her ayrılık ,
Bir başka ayrılığa,
Aşkla bakmakta…
Büyük yalanlar peşindeyim
İstemiyorum gerçeğe yakalanmak


İz sürüyorum
Yalandan bırakılmış...
Bir gerçek peşimde
İz sürüyor
Beni tanımazmış...

Arada kalmışım
Gerçek beni bulmadan
Büyük yalanlara ulaşmalıyım
Bulsam korurlarmış beni
Ölümlüler söyledi...

Olmayan bir gerçek
Daha istemiyorum
Beni yakalasın,
İnandığım tek şey yalan...

Büyük yalanlar peşindeyim
Gerçek yalanın içindeyim...

HİÇ İÇİM

ÇOK UZUN TUTTUM
VE SEN KİRLENDİN İÇİMDE
BİR BARDAK SUYA
BİR DAMLA GÖZYAŞIM DÜŞTÜ
İÇTİM.
BULSUN SENİ,
ARIN ONUNLA.

DEĞİL ŞEHİR DEĞİŞTİRMEK GİBİ
GEÇİCİ OLMAK - KALICI OLMAK GİBİ;
SARSICI, DAĞLAYICI
HİÇ OKŞANMAMIŞ BAŞ GİBİ.
SEN Kİ BİR İÇİMDİN
SANKİ DEĞİLSİN BEN GİBİ
AK, GİT, KURU, UNUT
BARDAĞI BULAMAMIŞ
YAŞ GİBİ.
Yükledi
Tüm ağırlığını
Bastonunun
Tutmayan bacakları
Kolları
Ağır bir sopaya
Emanet etti yıllarını
Yere basmak sanki inadına
Ağırlığını dayayarak
Yerden gitmek sanki erken
Ağır ağır oyalanarak...

Bilir birgün
Yeraltında yatacak
Değneği olmayarak
Ya olmayarak
Hiç
Hiç
Ya da olma yarak...

IŞIKSIZ

Görecek kadar aydınlık
Yani belki alışmış gözler
Belki de körlük kendini gözler

Kim olduğu bilinmeyen,
Tetikliyor
Azmettiriyor ya da
Yine zarar veriyor
Bilinenden ne farkı varsa(!)
Ekleniyor bir daha
Bir daha...

Kendimi çok özledim
Ulaşamıyorum ona,
Sırası değildi belki
Ama faili meçhule gitti

Bir körlük
Bir anda failine gitti...

KARA YOLU

Şehirlerarası yol almak
Değil ki,
Kaç saat sürer söylesinler
Yaşamak.
Ön cama yapışan
Leş manzarasıyla
Daha ne kadar gidilecek?
Siliyorum
İzler kalıyor
Yazık,
Her şey sıvaşıyor gittikçe
Akışkan değil
Yapışkan!
Neye baksam
içime yapışıyor.

Renklerce, kokularca,
Zamanlarca geçerek
Gittiğim gideceğim
Hayatın Kara
Yolu

CHECK - IN IT - IN / CHECK – IN IT - IN

Bir çekmece iskeletidir
Fotoğraf,
Çekilir ve kalır
Etinden geriye.
İtilir çekmeceye.

Çık işte bir şekilde
Ne fark eder
Tükenecek nefesinden
Bir ses gelmez ki görüntüye.

Düşün,
Dinazor
Fotoğrafı çekilmemiş
İskeletinden resmedilmiş.
Bizse resmimizden iskeletleniyoruz
Eti çekilmiş resimlerimizle
Çekmecelere itiliyoruz.

Nitelik - Nicelik

Geri gidilmeli
Zamanda
Geri gittim
Geri de geldim sonra

İnsan yılı denilen
Dilimlenmiş zaman
Bir çikolatalı kekmiş
Yarısı yenmiş
Yarısı kalmış kırıntılı, kuru tabakta

İnansan mesela
Yok zaman
Ya da yok sürekli
İleri gidiş

Desen ki
İstesem dönerim geri
Bir film gibi
Garip olmaz üstelik
İhtiyacım bana inanan
İki delik,
Nerde ki
Nitelik - nicelik...

BİÇİLMİŞ

Çek içine, doldur iyice
Yeni biçilmiş çim kokusunu
Olanca yeşiliyle.
Karışsın, sarsın gözlerini
Ve onu göster
Yanındaki herhangi birine
Herhangi bir-iki saniye.

Görünmeyecektir sence
Yeni biçilmiş gözlerinde
Çim kokusu
Hal bu ki
Sen kapanıyorsun
Kederine
Gözlerinin yerine.

Biliyorum
Yetmeyecek
Çizgi çizgi, yol yol izleyeceksin
Hayatın sana ettiğini
Ve sonunda
Biliyorum,
Suçlayacaksın
Yine çimleri biçeni...

ÇOCUK KAHKAHASI

Bir akşam manzarasıdır seninle zaman
Huzurlu ve mutlu yansımaları
Yüzümüze vuran.
İşte yine bir uçak havalandı
İçindeki yüzlerce hayalden güç alan,
Bir ağaç açıklıkta sezdirdi yapraklarını...
Ve
Baktığımızda birbirimize
Bir çocuk kahkahası geldi
Gözlerimiz arasında kurulu salıncaktan.

YAKINSIN

Yola çık
Yol açık dedi dostum.
Açık yola çıktım
Ne kadar götürürse
O kadar olacaktım.
Bazı izleri bulmak için
Hiç olmadığın yerlere bakmalısın
Ne kadar yoldaysan
Anla ki o kadar yakınsın.

BORSA

Geriye aldım
Bir saati
Eklenmedi oysa yaşamıma
Alır-almaz sattım sanki
Hayatım borsa.
Annesinin eteğine yapışmış
Bir çocuk gibi
Asılın özgürlüğünüze.
Çünkü o, en zor anınızda
Anneniz olur

ÇIKMADI İÇİM

Dün ağlamaktan
İçim çıksın istiyordum
Ama bugün
Ağlamak gelmiyor
Çıkmasını istediğim içimden

KAÇINILMAZ

Sustuğunda,
Bir uzun yola benziyorsun
Konuştuğunda,
Yolcuya.
Yapacak bir şey yok!
Sadece gitmek var
Dilinde ve aklında.

NE GİBİ?

Seni sevmek
Bir uçurumun kıyısında durmak gibi değil
Eline ateş almak,
Buz denizine atlamak,
Paraşütsüz düşmek,
İstenmeyen bebeğe hamile kalmak
Ya da bir bebeği istememek gibi değil.

Seni sevmek
Her zaman temiz bir tekne
Limana demirli gibi,
Ya da yelkeni rüzgarına yatkın
Yolunu bilir gibi.

Seni sevmek
Ben’i korumak gibi.

GÖNÜLLÜ YOLCU

Neyi öldürdün
Oldurduktan sonra
Sebep olan
Sebep ölen…

Şimdi sondur
Şimdi söndür.
Sakın çevirme kendine
Akıl gerekli
Kal sakin
Öfkelenme sakın!
Azap elmadır kolay yersin
Eğer kolay yarsan,
Biliyorsun hep yalnız çekersin
Yola o kadar gönüllü çıkarsan.

ONDAN AŞK DOĞUR BANA YENİ GÜN

Her şeyi kendi içinde değerlendirmelisin
Kimsenin yaşayamadığı aşkı olamazsın
Ya da kimse, kendinden aşk yaratmaz sana.
Olmayanın yerini alamazsın
Bilmediğin hayallerini kurduramazsın.
Belki eksik belki fazlasın
Bilemezsin…

Öyleyse ne yapmalı?
Nasıl doğurmalı,
Ağartmalı ama nasıl?!
Ne olur yeni gün
Ondan aşk doğur bana.

OLDUKÇA

Elimi kalbime koyduğumda
Atışını duymak için,
ya da elim bağrımda öylece kaldığında
Yaşamak çok romantik bir şeydir.

Çarparken,
Sanki DİYOR
mutluluktan başka şey yok!
Karşıdaki parkta,
Oturan hikayeler,
Oynayan,
hikayelerini yeni yazmaya başlamış çocuklar,
Güneş sızan kahkahaları
yok mutluluktan başka bir şey.


Bir daha gelmeyecek ne eve
ne de başka bir yere
yalvarsam yakarsam da umursamayacak
yokluğuna alışmayıp anılarını saklayacağım
hiç anlamayacağım
resmi vitrinde dururken
arada albümlere bakarken
onda duraksayacağım
hiç anlamayacağım
ne onu ne diğerlerini
üstelik ben de aynısını yapacakken
ayrılık göz göre, yürek bile beklenirken
bu gizemiyle
yaşamak, çok romantik bir şeydir.

sevgilinin mağrur göğsünde
Bir müzik değiyor elime
Ritm sürekli tekrarlıyor kendini
Sözsüz ama ,
Yaşamak diyor her seferinde
Şu an seninle
Çok romantik bir şeydir…


Değildir 4 duvar
Ailenin yanında
Başkasın aslında
İçinde huzur,
içimde huzur,
Sırtım sürekli sıvazlanıyor hissiyle
Evden çıkmaya hazırlandığım yaşam
çok romantik bir şeydir…

Kan yağarken evlere
Yollara
Bunu görüp sıkışan kalbime
götürüyorum elimi
yaslıyorum
diyorum dayan vazgeçme benden
ben de bilmiyorum sonunu
orada kan olmak mı ,
burada kan ağlamak mı,
ölmek mi, yaşamak mı
hangisi,
çözümsüz,
çünkü anlamıyorum doğamı!
Aynı anlamaz bakışla bir çocuk televizyonda
çok fazla diyor sanki
ne demek ölmek?
demek yaşamak aslında
beklemekmiş bir insan tarafından öldürülmeyi!
ya ölüyor
ya da yaşarsa öldürüyor
gerçeğini yazanlar hikayesini imzalamıyor!
ayrılıklar acısız onun için
sevmek sadece ayrılık onun için!
bakışı diyor ki bana:
garip gelecek belki sana ama
benim için yaşamak
kalbimin atması
çok romantik bir şeydir…
çarpmak isterken durdurulan kalp
hikayesini kendi bitiremediği için
çok romantik bir şeydir…


Elimi kalbime koyduğumda atışını duymak için,
ya da elim bağrımda öylece kaldığında
Yaşamak çok romantik bir şeydir
ÖLÜM OLDUKÇA.
GERÇEKÇİ KADIN BOĞULUR
HAYALCİ KADIN SADECE YÜZME BİLMEZ


En duygusal yaratık
En duygusal olacağı yerde duygusuzsa
Bu gerçekçiliktir.
İşte o yüzden
En gerçekçi kadın
Orospudur kendi yatağında boğulur.

Bana bakmayın,
Ben çocukluğumda kaldım
Polis bebeğimi gömmüştüm ya
İşte hala o kumları kazmaktayım.

Bırakın beni hayallerime
Orada yüzme bilmesem de
Boğulmuyorum...

KENDİME KAPAKLANDIM YÜZÜNKOYUN

Çıkış aralığım acaba hangisi
Ne kadar sürecek
Bunca beklediğim yer
Değecek mi yıllarıma?
Yıllarım değişecek mi oranın parasına?
Havasına bakınca gözlerim üşür mü?
Kalın şeyler de almadım
Göz kapaklarım yeter mi?
Ağlamamın dilini anlar mı bavulum?
O kadar ağır ki,
Anlar diyorum.

Anlarımı uzatıyorum
Geçiyorum
Kahretsin cam kenarı
Ama gece ya
Rahat uçuyorum.
Dilime dolanıyor emniyet kemeri
İnene kadar çözmüyorum.

Yeniye transfer oldum
Bedelim ödendi
Ama bedenim yalnız
Kesilmiş süt, ekşi,
Unutulmuş,
Yerini sevmedi.

Sustum
Konuştuğumda
Yeni dilimi kullanıyordum
Alışmaya da zaman yok
Burada her şey burası kadar dardı.
Üşüdüm evet,
Kapadım gözlerimi
Ama gözkapaklarım yetmedi;
Ağladım,
Ama bavulum anlamadı.

Emniyet kemerini çözdüm dilimin,
Çözmemeyi diledim,
Lazımdı,
Kemerini bağlamadan
İmkanı yok çözülmezdi.

Yine yalnızım
Yatağım, dolabım düzenli
Bir karmaşaya bakıyorum ama.
Her gece kabus görüyorum,
Korkuyorum
Ağlamıyorum da artık
Çünkü bavulum anlamıyor.
Kendime kapaklandım yüzünkoyun.
Elimden tutup da kaldırmadım henüz.
Kesik kesik hareketlerim.
Ama son nefesimi bırakmadım.

TAMLA-YAN

Bir yerde sen benim tamlayanımdın
İşte tam o yanım
Boş kaldı.

Baktığında başkaydı gördüğün,
Derindi her yer
Ben giremezdim göz sularına.
4 boyutlu yaşamıma
Bir boyutta sen ekledin
Ve beni o sulara terk ettin.

İşte tam o sularda
Tam o yanım
Boş kaldı.

HAYAT UZUN BİR ANDIR

Hayat uzun olduğu kadar kısadır.
Düşünüyorum
Göz açıp kapamak bir an mı dır?
Neyi anlatmak bir ömür alır,
Anlattığın, denediğin ömrünce
Sadece göz açıp kapamak kadar mıdır?

Hayat önce göz açmak,
Sonra da kapamaktır.
Düşünüyorum,
Hayat uzun bir andır.